Whatsapp mesajlaşma uygulaması tüm dünyada ve Türkiye’de insanların çoğunluğu tarafından tercih edilen bir uygulama ve popülerliği her geçen gün arttı ve kullanıcılar tarafından çok sevildi; fakat geçtiğimiz gün telefonlarımızda Whatsapp’ı açtığımızda siyah bir ekran ve üzerinde gizlilikle ilgili yazılar ve uyarılar gördük. Aşağıda örneğini verdiğimiz bu gizlilik sözleşmenin ne anlama geldiğine birlikte göz atacağız. Ayrıca, Elon Musk’ın uyardığı gibi whatsapp’ı bırakıp; Elon Musk Signal’i önerdiği Signal uygulamasına geçecek miyiz?
Öncelikle Whatsapp’ın gizlilik sözleşmesi neden insanları bu kadar rahatsız etti? Geçtiğimiz gün bir belgesel yayınlandı ve bu belgesel Cambridge Analytica isimli bir şirketle ilgiliydi ve bu belgesel Netflix’te yayınlanıyor, sizin de izlemenizi tavsiye ederiz. Aşağıda Wikipedia’dan şirketin kuruluş hikayesini paylaştık; fakat biz kendi bilgilerimizden de size bu şirketi anlatacağız. Cambridge Analytica Amerika’lı girişimci Robert Mercer tarafından kuruldu ve şirketin ana faaliyet alanı verileri okuyarak anlamlı sonuçlar çıkarmaktı.
Cambridge Analytica, 2000’li yıllarda; Amerika ve İngiliz hükümetlerinin elinde bulunan verileri analiz ederek, suçluların ve teröristlerin tespit edilmesi için çalışmalar yaptı. Yani sizin elinizdeki tüm verileri okuyarak analiz yapıyordu. Bu nasıl gerçekleşiyor, önce bunu anlatalım. Size bir soru soracağız, eğer akıllı telefonunuz yanınızdayken, herhangi bir ürünle ilgili yorum yaptığınızda, sonrasında Gmail veya başka platformlardan o ürünle ilgili reklamları görmeye başlıyorsunuz ve tesadüf olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Cambridge Analytica, kendi yapay zeka sistemine bağlı bazı uygulamalar sayesinde insanları dinliyor, bu dinlemeleri analiz ediyor ve devletler için risk var mı bu konular hakkında çalışmalar yapıyordu. Belirli bir süre hükümet bu şirketle çalıştı; fakat Amerikan seçimlerinde; özellikle Facebook’la birlikte çalıştılar ve Rus yanlısı bir şekilde, seçimlerde manipülasyon yapıldığı iddialarıyla şirketin CEO’su ve şirket yargılandı ve suçlu bulunarak kapatıldı.
Dava ve araştırma sonucunda Facebook, kullanıcı verilerini Cambridge Analytica’ya sattığı ortaya çıktı ve Mark Zuckerberg de bu konuyla ilgili Amerikan senatosunda, aslında tamamen show bir şekilde sorgulandı ve sonrasında ise yargılanmadı! Cambridge Analytica şirketinin CEO’su da elindeki verileri kullanarak Amerikan seçmenini nasıl yönlendirdiklerini çeşitli yerlerde anlatırken gizli videoları çekildi ve bu videolar ortaya çıktı. Yani özetle Trump’ı seçtirmek için kullanıcıların verileriyle oynayarak, insanları Trump’a yönlendirdiler.
Bu konuyla ilgili bir başka belgesel de Netflix yayınladı. Bu belgeselin de aşağıda Official Trailer’ını paylaşıyoruz ve Netflix’ten tamamını izlemenizi tavsiye ederiz. Belgeselde, Cambridge Analytica şirketinin müşteri datalarına nasıl ulaştığı ve bu dataları nasıl kullandığı açıklanıyor. Ayrıca, insanların bu sosyal medya platfomlar tarafından nasıl yönlendirildiği de açıklanıyor. Bu belgeselde insanların özellikle Facebook tarafından yönlendirildiğini ve misinformation yöntemi uygulandığı anlatılıyor. Bundan dolayı da Trump hala 70 milyonun üzerinde oy alabiliyor!
Peki bu kadar insanın verilerini işledikten ve insanları yanlış yönlendirdikten sonra Facebook’a ne ceza verildi: Mark Zuckerberg’in açıklaması ve savunması buydu: “It was my mistake, and I’m sorry. “I started Facebook, I run it, and I’m responsible for what happens here.“It’s clear now that we didn’t do enough to prevent these tools from being used for harm. That goes for fake news, foreign interference in elections, and hate speech, as well as developers and data privacy.”
Kısaca I am sorry:) Sadece özür diledi ve ciddi bir şekilde Facebook bu konuyla ilgili yargılanmadı; çünkü bu işin içinde birçok kurum vardı. Hangi kurumlar olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur; çünkü böyle bir skandalı sadece Cambridge Analytica’ya bağlayamayız. Bu işin arkasında Amerika ve İngiliz istihbaratı da olduğu söyleniyor ve kullanıcı verilerinin bu kurumlar tarafından kullanıldığı ve takip edildiği söyleniyor.
Tüm bu bilgilerin ışığında Whatsapp’ın gizlilik sözleşmesi de çok tehlikeli bir noktaya işin gideceğini gösteriyor. Öncelikle kullanıcı verileriniz şirketlere verilecek ve reklam olarak kullanılacak. Örnek olarak, siz Whatsapp’ta bir arkadaşınıza satın alacağınız ya da ihtiyacınız olan bir konuyla ilgili yazı yazdığınızda, ses kaydı attığınızda ya da aynı ortamda bir konuyla ilgili konuştuğunuzda Whatsapp tarafından dinleneceksiniz ve sonrasında da bu verileriniz şirketlere satılacak.
Hangi siteyi ziyaret edin veya nereye giderseniz gidin karşınıza ilgili hedefleme yapılan reklamlar çıkacak. Gelecekte, diyelim ki evde konuştunuz ve spor ayakkabı satın almak istediğinizi söylediniz. Sonrasında evden çıktınız ve arkadaşınızla bir AVM’de buluştunuz. Siz daha oraya giderken ve AVM’ye girdiğinizde, konum servislerinizden sizin orada olduğunuz tespit edilecek ve oradaki ekranlara veya firmalara haber verilecek ve AVM içindeki ayakkabı mağazasında size özel kişiselleştirilmiş reklamlar gösterilebilecek!
Bunun dışında, bilgileriniz Facebook’un yaptığı gibi siyasi partilere satılabilecek ve size hedefleme yapılacak; belki de hayatınız bundan tamamen etkilenecek ve bunun karşılığında çok büyük cezalar alabileceksiniz veya başınıza çok daha kötü şeyler gelecek. Aynı Amerika’da olduğu gibi. Cambridge Analytica sayesinde Trump’a seçim kazandırıldığı ve bu işin içinde Rusların olduğu ve sonucunda ise Hillary Clinton’un seçimi kaybettiği bir süreç yaşandı. Ve sonrasında ise Amerikan Kongresi basıldı ve 5 kişinin ölümüne neden olan bir süreç yaşandı.
Whatsapp uygulaması da Facebook tarafından satın alındı ve yaşanan bu kadar problem ışığında, uzmanlar ve gazeteciler Whatsapp’a hiç güvenmiyor ve Elon Musk’ın da vurgulamak istediği konu bu aslında. İşin komik yönü ise, yapılan bu kadar ihlal sonucunda Facebook’un sahibi Zuckerberg’in yargılanmaması ve Facebook’a ceza verilmemesi. Bu da şunu gösteriyor ki, bu şirketlerin arka bahçesi çok karanlık ve müşteri verileri kullanılıyor.
Bundan dolayı Whatsapp gizlilik sözleşmesi de özetle, sizin tüm bilgilerinizin kullanılacağı, Cambridge Analytica gibi şirketlerle paylaşılacağı ve ortaya bir durum çıkarsa kendilerinin sorumlu olmayacağını söylüyor. Yani Whatsapp sizi dinleyecek ve bilgilerinizi gerekirse diğer şirketlerle kullanacak ve sonrasında bir yargılama veya başınıza bir şey gelirse kendisi suçlu olmayacak. Uzmanların görüşüne göre uzun vadede telefonlardan bu uygulamaların silinmesi oldukça mantıklı hatta gerekli.
WHATSAPP PRIVACY AGREEMENT
WIKIPEDIA BİLGİLERİ
Cambridge Analytica Ltd (CA), seçim süreçleri sırasında dijital varlıkların, veri madenciliğinin, veri brokerinin ve veri analizinin kötüye kullanılmasını stratejik iletişim ile birleştiren bir İngiliz siyasi danışmanlık firmasıydı.[4][5] 2013 yılında [6] SCL Group’un bir dalı olarak kurulmuştur. İflas da dahil olmak üzere yasal işlemlerle operasyonları kapattıktan sonra, SCL Group üyeleri Emerdata Limited tüzel kişiliği altında faaliyetlerine devam etmektedir.[7][8] İlgili şirketler hala mevcut olmasına rağmen, CA Facebook-Cambridge Analytica veri skandalı sırasında 2018’de faaliyetlerini bitirdi.[9]
Şirket kısmen, birçok muhafazakâr politikayı destekleyen, Amerikan riskten korunma fonu yöneticisi Robert Mercer’in ailesine aitti.[8][10] Şirketin, Londra, New York ve Washington, DC’de ofisleri bulunmaktaydı.[11] CEO Alexander Nix, CA’in 2014 yılında 44 ABD siyasi yarışına katıldığını söyledi.[12] CA, 2015 yılında Ted Cruz‘un başkanlık kampanyası için veri analiz hizmeti, 2016’da Donald Trump‘ın başkanlık kampanyasında[13] ve Leave.EU(İngiltere’nin Avrupa Birliği üyeliği referandumunda kampanya yürüten kuruluşlardan biri) için çalıştı. CA’in bu kampanyalardaki rolü tartışmalıdır ve her iki ülkede de devam eden cezai soruşturmalara konu olmaktadır.[14][15][16] Siyaset bilimciler CA’in seçmenleri hedefleme yöntemlerinin etkinliği hakkındaki iddiaları sorgulamaktalar. (Wikipedia.org)
Image Credit: The Next Web